Ulaşılan herşey önemini ve değerini yitirirmiş.
Bir çemberin iki ucu birleştiğinde,kapılar kapandığında,aşıklar kavuştuğunda,kitaplar bittiğinde…
Uzanmayı istediğimiz düşlerimize ne isim verdiğimiz önemli değildir
aslında.Yaşandıklarında artık bitmiş demektir…Öyle ya dün yaşadığımız
her şey bugüne bir anıdan ibaret değil mi sadece?Evet evet hayat
anlardan oluşur ama;nefes aldığımız anlardan değil NEFES KESEN ANLARDAN
oluşur...
Ve bu hayat hep bir şeyler öğretir bizlere…
Mesela bana çok beklemenin gelmeyenin değil hala beklemeye devam edenin
suçu olduğunu,bir insanın kendisini sevmediği müddetçe asla bir
başkasını sevemeyeceğini,yanlış sorunun doğru cevabının olmadığını
öğretti.Hayat bana cesur olmayı öğretti,en önemlisi sevmeyi
öğretti…Mesela aslında güven denen şeyin olmadığını öğretti.insanların
değişebileceğini,duyguların değişebileceğini öğretti.Gülmeyi öğretti
mesela,yada yağmur misali akan gözyaşlarını…ve hiç ağlayamayanları...Ve
o ağlayamayanların yerine ağlayanlarıda...Aziz Nesin’in Bir Kadını
Ağlatmak adlı bir yazısı vardır.Der ki:"Kadınlar herşeye
ağlayabilir.Bir filme,bir şarkıya,bir yazıya...Ama bir kadını yürekten
ağlatmak zordur!!!Eğer çevrenizde yürekten ağlayan bir kadın görürseniz
bilinki ağlatan, onun yüreğine ulaşmış demektir..."Ve hayat bana
yürekten ağlamayı öğretti...Daha da önemlisi bazı insanların
yüreklerinin, bedenlerinden büyük olduğunu öğretti…
Yüreği bedeninden büyük insanlardan olmak dileğiyle…Ve yüreği
bedeninden büyük olan,hayatında bi kere bile yürekten ağlayan herkese
yürekten Selam olsun… (şimdi sen sor bakalım kendine hayat sana neler
öğretti?)