Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Gothic/Doom MetaL

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
DarKLuciferR
Admin
DarKLuciferR


Mesaj Sayısı : 381
Points : 1064
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 06/04/09
Yaş : 31
Nerden : Adana

Gothic/Doom MetaL Empty
MesajKonu: Gothic/Doom MetaL   Gothic/Doom MetaL Icon_minitimeSalı Nis. 07, 2009 7:58 pm

Gothic
Metal (Goth Metal de denir) doom metal, heavy metal ve orjinal gothic
tarzının arasındaki geçiş gibidir. 1990'ların sonunda Avrupa ve A.B.D.
topraklarında ortaya çıkan bu tarzı aslında kategorize etmek çok
zordur. Bazı dinleyiciler ve müzisyenler, metalin konsepti hakkında çok
katıdırlar; onlar için belli bir tür ve o türlerin alt kolları vardır.
Fakat bazı dinleyiciler ve müzisyenler de böyle ayrımlara sonuna kadar
karşı çıkarlar. Metal ezgileri barındırmayan türlerden etkilenip,
onları metal ile harmanlayan bir türdür gothic metal.

Aslında Gothic metal; Celtic Frost, bir kaç yıl sonra Paradise Lost ve
Theatre of Tragedy gibi, bayan vokal, melodik klavye ve ağır doom
riffleri kullanan gruplardan evrimleşmiştir. Type O Negative, My Dying
Bride ve Anathema gibi gruplar da temel olarak insanı ürperten klavye
ezgileri ve ağır hüzünlü havasıyla dikkat çeker. Bayan vokalleri ve
death metal gırtlağıyla metal tarihinin ilk gothic şarkısı olarak
Paradise Lost'un Gothic albümündeki aynı isimli "Gothic" gösterilir.
Albüm, The Gathering gibi gruplara hatta Paradise Lost'un kendisine
bile ilham kaynağı olmuştur.

Theatre of Tragedy, Tristania ve Sins of Thy Beloved gibi Norveçli
gruplar, zaten müziğin var olan karanlık ve iç acıtan havasına eşsiz
vokaller ekleyerek gothic metali bambaşka boyutlara taşıdılar. Ortaçağa
ait klasik öğelerin de - Gregorian İlahi koroları, kilise orgları, yan
flütler, viyolonlar ve operatik bayan vokaller- eklenmesiyle doom metal
riffleriyle bezenmiş olan müzik, kendi sağlam yapısının üzerine bir kat
daha çıkarak büyüleyici bir tarza dönüştü. İskandinav Gothic Metal
olarak bilinen tarz sık sık black metale kaymasıyla birkaç tür
dinleyicilerinin dikkatini çekti.

1990'ların sonlarına doğru gelirken ortaya daha yumuşak bir goth metal
tarzı çıktı. Bu tarzı benimseyen gruplar da temel olarak kendilerine
bayan vokali belirlediler ama doom metal öğelerinden ve erkek death
vokallerden uzak durdular. The Gathering, Within Temptation, Lacuna
Coil ve Lacrimosa gibi gruplar bu tanıma uyan soft gothic gruplarıdır.
Bu gruplardan bazıları aynı zamanda müziğe elektronik sesler veya
klasik rock müziğini ekleyerek daha geniş kitlelere yayılma amacı
güttüler.
Genel olarak Gothic metal'in sözleri de belirli konular üzerine
sabitlenmişti; din ve Tanrı, cennet-cehennem, romantizm, korku,
depresyon, matem, boşluk ve ölüm.

Bunun yanısıra 90'lı yıllarda doom rifler üzerine gothic lirikler ve
death vokaller eklenerek daha karanlık bir alt tür ortaya çıktı.
Doomdeath diye adlandırılan bu türün kurucusu Paradise Lost'dur. Zaman
zaman bayan vokallerin de kullanıldığı ama hiç bir zaman death
vokallerden ödün verilmeyen bir alt türdür. Günümüzde Doomdeath'i en
iyi olarak Paradise Lost, Tiamat, Sentenced ve kısmende olsa Anathema
temsil etmektedir. Son zamanlarda bazı death gruplarının özellikle
melodik death gruplarının tarzlarını doomdeath'e kaydırdıklarını
görmekteyiz. Örnek olarak Kovenant verilebilir.

Gothic Müziğin günümüzde gittikçe yaygınlaşmasının sebebi melodik bir
alt yapıya dayanmasıdır. Her ne kadar karanlık lirikler, ortaçağ
temaları kullanılsada bunları klavye ile zenginleştirerek icra etmek bu
müziğin önemini artırmaktadır.

Dünyayı baz alacak olursak, Gothic Metal genel olarak Kuzey Avrupa'da
özellikle de Norveç'te metal türleri arasınada en yaygın olanıdır.



Doom Metal


“Doom Metal...Kötü kader, yazgı” anlamına gelen iç karartan metal.
Acelesi olmayan, uyuşmuş, durgun, sıkkın metal. Thrash Metal “hız”a
odaklanırken, Doom Metal için tek bir kelime söylenebilir: “yavaşlık”.
Oldukça ağır gitar riffleri ve melodik vokal bu metal türünü etkileyen
öğelerdir. Black Sabbath, yeryüzünün en ve ilk baba metal grubu, ilk
dönemlerinde ağır ve yavaş rifflere odaklanmıştır. O yüzden Black
Sabbath, ilk Doom Metal grubu olarak gösterilebilir. Doom Metal’in
önemli bir alt kolu olan “DoomDeath” ise Doom’un yavaşlığını Death
Metal vokaliyle birleştirir. Bu türün mucitleri ve krallarıysa (Doom’un
üç babası olarak bilinen) üç İngiliz Doom grubudur: Paradise Lost, My
Dying Bride ve Anathema. Sırf bu üç gruba bakarak bile Doom’un metal
müzikte nasıl bir yere sahip olduğunu görmek hayli mümkündür.


Black Sabbath’ın ilk günlerinden günümüzün modern Doom’ metaline...

70’lerin ilk Doom grupları

Çoğu insan, Black Sabbath'’ın tüm Heavy Metal ve alt gruplarını en çok
etkileyen grup olduğuna katılır. Doom Metal grupları da bunun
içindedir. İlk albümleri “Black Sabbath”, “Paranoid”, “Master of
Reality”, “Vol.4”, “Sabbath Bloody Sabbath” ve “Sabotage” şüphesiz ki
birer başyapıttır. Ve bu albümler olmasa da belki şu anda Doom Metal de
(hatta genel anlamıyla metal) olmayabilirdi.

Black Sabbath'’ın çağdaşlarından çok ayrı bir müzik yaptığı ve metali
bugünlere kadar getirdiği açık. Ama onlardan da önce, 60’ların sonları
ve 70’lerin başlarında bazı Doom-Metal prototipleri bulmak ta mümkün.
Bunlar tabiki gerçek anlamıyla Doom değildi, ama sonradan Doom Metal’i
şekillendirecek sayısız riffler barındırıyorlardı. Bu tip şarkılardan
biri de Iron Butterfly’ın “Inna Gadda Da Vida”sıydı.

Black Sabbath'’la aynı dönemde bulunan gruplardan biri, Pentagram ilk
Doom grupları arasında sayılır. Pentagram’ın ikizi olarak gösterilen
diğer bir grup Bodemon da “erken Doom Metal” için ilk ve en iyilerden
biridir. Bu gruplar doğal olarak Black Sabbath’ın bir hayli
etkisindeydi ama onlar daha çok müziğin “durağan ve kasvetli” kısmına
odaklanmışlardı. Böylelikle de dünyanın ilk Doom Metal kayıtlarını
oluşturmuşlardı.


80’ler...

1980’ler gerçek anlamda ilk Doom Metal hareketlerini barındırır. Bu
dönemler Def Leppard, Warrant ve Bon Jovi gibi grupların öne çıktığı ve
“Heavy Metal” ustaları olduğu, bunların yanında Thrash, Speed ve Death
Metal’'in de metal camiasını kasıp kavurduğu yıllardır.

Bu dönemlerde basın, deri ceket giyen ve saçını uzatan herkese pis ve
aşağılayıcı bir tavırla “Heavy metalci” damgasını yapıştırıveriyordu.
Ama bu yıllarda “Doom-Metal’in kralını yapan” ama basının tavrı
yüzünden hep gölgede kalan pek çok ta kıyıda köşede kalmış grup vardı.
80’ler ayrıca bir diğer yarı-hızlı metal türü olan N.W.B.H.M, açmak
gerekirse “Yeni Dalga İngiliz Heavy Metal”in de son demlerini yaşadığı
yıllardı. Kısacası Speed ve Thrash Metal’in alıp başını yürüdüğü bu
yıllarda, Doom Metal hep gölgede kaldı, dışlandı. Ama bu yıllar aynı
zamanda Doom Metal’in kendini gizli gizli de olsa çok iyi geliştirdiği
yıllardı.

80’lerin Doom’u en çok geliştiren gruplarından birisi Trouble’'dı.
Aslen Chicago’lu olan bu grup 1979’da kurulmuş ama 1984’de adını
duyurmayı başarabilmişti. Trouble, Heavy metalin yavaş çekimine
benzeyen ve Black Sabbath’dan hayli öğe barındıran bir müziğe sahipti.
Ama grup aşırı dinci (Hristiyan) olduğu ve bunu da sözlerine yansıttığı
için sonraları White Metal (namı diğer: Christian Metal) olarak
anılmaya başlandı.

Bir başka Doom grubu Saint Vitus ise belki de (Candlemass ile birlikte)
Doom Metal’e en büyük etkiyi bırakan gruptur. İlk çalışmaları Black
Flag’i (hardcore grubu) andırsa da, sonraları yarı-Doom bir müziğe
sahip olmuşlardır. Grubun lideri Wino ise şu anda dahi Doom Metal’in en
efsane adamlarından biri olarak gösterilir. Hem ilk grubu The Obsessed,
hem de sonraları Saint Vitus’ta Doom Metal’e katkısı çok büyük olmuştur.

1986 senesinde İsveç’li grup Candlemass; “Epicus Doomicus Metallicus”
albümünü çıkardı ve bu albüm erken dönem Doom Metal için bir başyapıt
sayıldı. Bu albüm Black Sabbath’ın (ve Ozzy’nin) eski tarzına sahip
olsa da modern etkilere de sahipti. Candlemass’in en iyi yıllarıysa
temiz, derin ve çok özel bir vokale sahip olan vokalist Messiah
Marcolin’li dönemi oldu. “Doom Metal nedir?” diye merak eden yeni
heveslilerin As It Is, As It Was: The Best Of Candlemass” (1994)
albümünü dinlemeleri bu bakımdan hayli faydalı olacaktır..

80’lerin sonlarına damgasını vuran bir diğer Doom grubuysa
Cathedral'’dir. Grubun lideri Lee Dorrian, 1989 yılında Napalm
Death’den ayrıldığında kimse ondan böylesi bir "u" dönüşü beklemiyordu.
(Çünkü Napalm Death bir Grindcore grubudur, yani Doom’a belki de en
uzak metal türüdür.) Napalm Death’in ultra hızlı müziğine zıt bir
biçimde Cathedral’in ilk albümü ultra yavaş oldu. Ama grup, seneler
geçtikçe Doom Metal’den yavaş yavaş sıyrılıp 70’lerin rock müziğine
heves sardı..

ve 90’lar...

90’ların başlarında Doom Metal bazı değişikliklere uğradı. Death
Metal’in meşaleyi ele almasıyla Doom Metal de rahat bir nefes aldı ve
adeta tekrar dirildi. Böylece bu yıllarda pek çok Doom-Death yapan grup
kuruldu. Ve yazının girişinde de belirtildiği gibi bu gruplar arasında
aynı müzik şirketine (Peaceville) ve aynı ülkeye (İngiltere) sahip üç
grup döneme damgasını vurdu. Şa anki Doom-Death türünü yarattı.

1990 senesinde ilk atağı Paradise Lost yaptı, kendi adlarını taşıyan
ilk albümlerini çıkardı. İlk albümlerinde Death Metal daha ağır bassa
da ikinci albümleri “Gothic” (1991) ile neredeyse modern Doom’u tek
başlarına yeniden oluşturdular. Aynı sene My Dying Bride ise
“Symphonaire Infernus Et Spera Empyrium” isimli ilk resmi albümünü
çıkarmıştı. İkinci albümleri “Turn Loose the Swans” (1993) ile de Doom
Metal’in en iyileri ve özellikle 90 sonrası Doom Metal’in
geliştiriceleri arasına girmeyi başardılar. Albümleriyle tüm dünyaya
Doom Metal’i tekrar tanıttılar. Aynı misyona sahip bir diğer grupsa
Liverpool’lu Anathema’ydı. (Sonraları gruptan ayrılıp “The Blood
Divine”ı kuran) Darren White’ın vokaliyle Anathema, sadece Doom değil,
genel anlamda metal seven tüm 90 sonrası gençliğinin en sevdiği
gruplardan biri oldu. Sıkılgan, kasvetli ve hüzün dolu müziğiyle döneme
damgasını vurdu.

Ayrıca bu yıllarda Doom’un bir diğer önemli temsilci de Earth grubuydu.
(Yanlış anlaşılmasın, Black Sabbath değil) Sabbath’dan en çok etkilenen
gruplardan biri olan Earth, Doom’un üzerinde öyle etkili oldu ki
yaptıkları müziğe “Drone-Doom” adı verildi. Bu müzik, Doom’un daha
aşırısıydı.

90’ların ortalarında metal müziğin “deneysel” bir çabaya girişimi Doom
Metal’i de etkiledi. The 3rd and the Mortal gibi gruplar Doom’a daha
atmosferik bir tarz kattılar ve tüm albümleri boyunca (belki de ilk
kez) bir bayan vokal kullandılar. Bu deneysel girişimler şu anda var
olan pek çok Doom Metal türünün ortaya çıkmasına sebep oldu; Esoteric,
Evoken, Skepticism gruplarının yavaş ve “duygusuz” müziğinden, Theatre
of Tragedy ve benzer grupların Gothic-Doom Metal türü melez
karışımlarına kadar.

Doom Metal’i vuran bu deneyselcilik sayesinde türler arasındaki
sınırlar ortadan kalktı ve doğrusunu söylemek gerekirse Doom-Metal
önüne gelen her türle çiftleştirilip orijinalliğini yitirdi. Doom
Metal’in dev grupları dahi kendi yarattıkları bu türden uzaklaştı. Ama
unutmayalım ki tüm bu yeni tarzların yanında halen 80’lerin klasik Doom
Metal’ini yapan pek çok grupta mevcut...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://emoturka.rforum.biz/index.htm
 
Gothic/Doom MetaL
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» DOOM METAL ><
» GothiC MetaL=))
» gothic İmaqes 3
» gothic İmaqes 3
» gothic İmaqes 5

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Gothic :: Gothic Müzik Grupları-
Buraya geçin: